Her şehrin bir kuruluş ve isim hikayesi vardır bilirsiniz. Madem Ayıntapgünleri dedim buraya, hikayeyi de anlatmam gerekiyor.
Gezdiğim müzelerden konuyla ilgili hafızamda kalanlar var ama yanlış aktarmamak adına Gaziantep Valiliği'nin bilgilerini paylaşacağım.
Konuyla ilgili iki rivayet var. İlk önce benim sevdiğim hikayeyi anlatayım. Arapça "Ayın"; suyun gözü, kaynağı anlamına gelmekte. "Tab" ise; güç ve takat demek. Geçmiş zamanda şehrin sahip olduğu suyun bolluğundan dolayı bu ismin verildiği söyleniyor. Ama şimdi suyu bir musluktan akarken bir de parklardaki havuzlarda görebiliyoruz. Gerçi geçenlerde yağan şiddetli yağmur ile şehrin her yeri dere gibi oldu, belki televizyonda izlemişsinizdir. Şehrin ortasından geçen Alleben deresi neredeyse kurumuş. Bu dere aynı zamanda iki merkez ilçe olan Şehitkamil ve Şahinbey'i ayırıyor. Eskişehir'in gürül gürül akan hatta bazen taşan Porsuk Çayına alışkın olduğumdan içinden su geçmeyen şehirlere üzülürüm. Ankara'nın hiç olmazsa çok yakınında Gölbaşı var. Birde güzelim Eymir'i. Şehir planlamasının bu kadar başarılı olduğu bir kentte dereye çözüm bulunamaması şaşırtıyor beni. Ey Büyükşehir Belediyesi, duy sesimi de şu garip kulu sevindir. Siz dereyi şehre kazandırın, en havalısından kağıttan kayık yapıp yüzdüreceğimize söz veriyorum. Fotoğrafını da buraya ekleyeceğim:)
Diğer rivayete gelirsek. Bu bölgede Ayni adında kötü bir hükümdar varmış. Birçok kötülük
yaptıktan sonra tövbe etmiş. Halk "Ayni Tövbe" etti demiş ve şehrin adı Aynitap olarak kalmış.
Cumhuriyet yıllarına dek Ayıntap olarak anılan şehir Fransız işgaline sonuna kadar direnerek 6317 şehit vermiş ve 1921 yılında TBMM tarafından Gazi ünvanını alarak Gaziayıntap olmuş.1928 yılında ise şehrin ismi "Gaziantep" olarak son halini almış.
Gaziantep halkı, haklı olarak bundan gurur duyuyor ve şehirlerinden bahsederken Gazi ünvanını eklemeyi unutmuyor.
Gezdiğim müzelerden konuyla ilgili hafızamda kalanlar var ama yanlış aktarmamak adına Gaziantep Valiliği'nin bilgilerini paylaşacağım.
Konuyla ilgili iki rivayet var. İlk önce benim sevdiğim hikayeyi anlatayım. Arapça "Ayın"; suyun gözü, kaynağı anlamına gelmekte. "Tab" ise; güç ve takat demek. Geçmiş zamanda şehrin sahip olduğu suyun bolluğundan dolayı bu ismin verildiği söyleniyor. Ama şimdi suyu bir musluktan akarken bir de parklardaki havuzlarda görebiliyoruz. Gerçi geçenlerde yağan şiddetli yağmur ile şehrin her yeri dere gibi oldu, belki televizyonda izlemişsinizdir. Şehrin ortasından geçen Alleben deresi neredeyse kurumuş. Bu dere aynı zamanda iki merkez ilçe olan Şehitkamil ve Şahinbey'i ayırıyor. Eskişehir'in gürül gürül akan hatta bazen taşan Porsuk Çayına alışkın olduğumdan içinden su geçmeyen şehirlere üzülürüm. Ankara'nın hiç olmazsa çok yakınında Gölbaşı var. Birde güzelim Eymir'i. Şehir planlamasının bu kadar başarılı olduğu bir kentte dereye çözüm bulunamaması şaşırtıyor beni. Ey Büyükşehir Belediyesi, duy sesimi de şu garip kulu sevindir. Siz dereyi şehre kazandırın, en havalısından kağıttan kayık yapıp yüzdüreceğimize söz veriyorum. Fotoğrafını da buraya ekleyeceğim:)
Diğer rivayete gelirsek. Bu bölgede Ayni adında kötü bir hükümdar varmış. Birçok kötülük
yaptıktan sonra tövbe etmiş. Halk "Ayni Tövbe" etti demiş ve şehrin adı Aynitap olarak kalmış.
Cumhuriyet yıllarına dek Ayıntap olarak anılan şehir Fransız işgaline sonuna kadar direnerek 6317 şehit vermiş ve 1921 yılında TBMM tarafından Gazi ünvanını alarak Gaziayıntap olmuş.1928 yılında ise şehrin ismi "Gaziantep" olarak son halini almış.
Gaziantep halkı, haklı olarak bundan gurur duyuyor ve şehirlerinden bahsederken Gazi ünvanını eklemeyi unutmuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder